(Aslında başka şey derdim ama sosyal medyada küfüre karşıyım)
- Dönemin hiçbir tarih kitabında (Urfalı Mateos ve Bizanslı Psellos) Kürtlerin Malazgirt'teki varlığından bahsedilmez.
- Kürt asıllı tarihçi İbnü’l Azrak'ın Malazgirt'ten 80 yıl sonra yazdığı kitabında bile 10 bin kişilik Kürt yardımı yoktur.
- Alparslan'a "10 bin kişilik yardım" ilk olarak şu şekilde Sıbt ibnü’l Cevzî'nin kitabında gözükür: “Sultan Alp Arslan’ın yanında Kürtlerden ve diğer insanlardan oluşan 10 bin kadar kişi toplanmıştı.” Yani 10 bin kişilik bir yardım gelmiştir, ancak hepsi Kürt değildir. Üstelik bu 10 bin kişinin savaşçı olup olmadığı bile metinde belirsizdir!
- O dönem savaşları "izleyen" kesimler de olurmuş. Doğru tahmin ettiniz: Savaş meydanındaki ganimetlerden kalanları toplamak için. Bu 10 bin kişinin önemli bir kısmı belki de "ganimet toplamak" için sadece izliyordu!
- Ve son olarak, Selahattin'in "Kürt" dediği Mervanilerin Kürtlüğü de tartışmalıdır. Zaten kökenleri 5. Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan'a dayanır! Ve Mervanilerin torunları bugün Ürdün ve Suudi Arabistan'da yaşamakta, kendilerine hiç de "Kürt" dememektedir!
Bir Rus subayının Kürtlerin "güvenilmezliği" ve "kaypaklığı" konusunda 1850'lerde yaptığı bir yorum:
"Savaş esnasında Kürt süvarisi Türk kuvvetlerine çok az yarar sağlamıştır. Bu süvari kuvvetler genellikle Türk birliklerinin arkasında beklerlerdi. Neticede Türkler üstün geldikleri zaman birliklerimizi izleyerek Erivan vilayetine baskın düzenlerlerdi. İaşelere el koyarlardı. Fakat üstünlüğü elimize aldığımız zaman Kürtler aşağıda belirtildiği gibi bu sefer Türklere baskın yaparak iaşelerine el koyarlardı. (...) Çengel Savaşı’nda bütün İslam milisleri gibi bizim yanımızda savaşa katılan Kürtlerin hareketi çok fenaydı. Bunlar hücuma geçen piyade birliklerimizin sağ kolunun emniyetini sağlamakla görevlendirilmişti. Bu göreve atandıkları halde tehlike mıntıkasına girmeyip, arazi engebeli olduğu için fırsat kollayarak üstünlüğün hangi tarafta kalacağını bekliyorlardı..”
Baksana, almışsın ABD'yi, Avrupa'yı, Rusya'yı arkana, 200 yıldır uğraşıyorlar, her yardımı yaptılar, hâlâ kuramadın. Kuramayacaksın da... KU-RA-MAZ-SIN!